10 Eylül 2015

ULUSAL 1. TIP HUKUKU KONGRESİ'NİN ARDINDAN

Değerli Üyeler,

Daha önceden derneğin web sayfasında da duyurduğumuz Ulusal 1. Tıp Hukuku Kongresi, geçtiğimiz hafta Bodrum'da Yasmin hotelde 200 katılımcının iştiraki ile gerçekleşti. Katılımcıların 170'i hukukçu, 30'u da tıpçıydı. Katılımcılar arasında genel cerrah, anestezist, beyin cerrahı, gözcü, kadın doğumcu ve acil hekimi gibi branşlardan hekimler ve hemşireler olmasına rağmen maalesef bizim camiadan kongreye katılan kimse olmadı. Çok sayıda bildirinin sunulduğu ve panellerin düzenlendiği toplantı ile ilgili olarak, özellikle bizleri  ilgilendirdiği için sizlerle tekrardan paylaşmak istediğim o malum konu var.

Kongrede yapmış olduğum sunum sırasında özellikle vurguladığım ve Eser sözleşmesi ile ilgili olarak daha önceden de aramızda tartıştığımız bir konu olan 6098 sayılı yeni TBK'nın eser sözleşmesine getirdiği ve 471.maddede zikredilerek hekimin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesine objektif kriterler getiren yeni düzenleme, konuya doktor gözüyle bakan tüm hukukçular tarafından kabul gören bir yaklaşım olarak nitelendirildi. Konuya hasta hakları açısından bakan bazı hukukçular da tam olarak kabullenmemekle birlikte kanun koyucunun bu konudaki objektif yaklaşımını  yok sayamadılar. Yazmış olduğum tezde de özellikle vurguladığım, erken zaman aşımı açısından eser sözleşmesinin  vekalet sözleşmesine olan üstünlüğü, konuya biz estetik cerrahlar açısından bakan az sayıdaki hukukçu ve avukatlar tarafından da eser sözleşmesinin bir avantajı olarak nitelendirildi. Gerek tezimin yazımı sırasında incelediğim dava örnekleri ve yeni 471. maddenin geniş yorumu, gerekse de bu konu ile ilgili yaygın yargıtay içtihatlarını  temin ettiğim ve kendisi de  kongreye katılan eski bir yargıtay üyesi ile yaptığımız uzun tartışmalar sonunda vardığımız sonuca göre; usulüne uygun alınmış " Aydınlatılmış Onam Formu " mevcut olan bir dosya ile ilgili olarak, aleyhimize açılacak bir davada sözleşme şeklinin davacı tarafça eser sözleşmesi olarak nitelendirilmesinin yakın bir gelecekte, çok daha lehimize bir durum olarak tezahür edebileceğine karar verdik.     Ancak, bu konuda biraz daha mesafe almamız ve bu doktrinimizi açıkça ortaya koyabilecek birkaç yargıtay içtihatının ortaya çıkmasını beklememiz lazım. Bu konudaki daha detaylı tartışmaları, Kasım ayındaki 37. Kurultayımızda, 6 kasım cuma günü sabahı gerçekleştireceğimiz "Plastik Cerrahide Hukuki Sorumluluklar" panelinde, bu yönde içtihatların çıkmasını beklediğimiz yargıtay 3. hukuk dairesinin Sn. üyesi ile yapılabileceğimizi  düşünüyorum. Bu panele katılımın yoğunluğunun, gücümüzü karşı tarafa göstermek açısından çok etkili olacağı kanısındayım, sizleri bekliyorum.

Bu arada, kongrenin son günü başkanlığımda düzenlenen "uzmanına sorun" oturumunda, hukukçuların hekimler ile ilgili olarak  yapmış oldukları alevli tartışmalar sırasında bir anda ayağa kalkarak

" Yeter yahu, artık bırakında hekimler hekimliklerini yapsınlar " şeklinde cesur ve dikkat çekici bir haykırışta bulunan, Antalya Barosu Avukatlarından Sn. Av.Murat Bulat'a buradan  SELAM OLSUN...

Sevgi ve saygıyla

Prof.Dr.Atilla Arıncı